27 Haziran 2007 Çarşamba

ANLATABİLMEK YILDIZLAR ÜLKESİNİ


Yıldızlar ülkesidir aslında hayallere açılan pencere ve hepimizin özgürce dolaştığı. Sorsanız ne bir rehberde kayıtlıdır, ne bir resmi makamda, ne de internet sitelerinde. Ne bir yönetimi, ne rejimi, ne dini, ne de yönetileni vardır. Yıldızlar ülkesinin.

Fakat tarif edemezsek de hepimiz gitmişizdir defalarca Yıldızlar Ülkesine. Kiminin gizli dünyası, kiminin özgürlüğü hesapsızca yaşadığı yerdir. Ne kalış süresi belli, ne de gidiş dönüşlerin zamanı, hatta hiç bir ücret bile alınmıyor seyahatlerde.

Her halde Allah'ın insan ırkına sunduğu en büyük nimet ve tılsımlı kapıdır içi sırlarla dolu. Kimler gider yıldızlar ülkesine, tabi ki ne bir standardı, ne de bir ön başvuru söz konusudur. Ne üyeliği var buranın, ne de munzam bir aidatı. Canı isteyen herkes gidebilir. Bir kaçış yaşamdan, kendini buluş, üzüntüleri, sevinçleri, nefretleri ve kinleri ile baş başa geçirmek, bir serüven, isterseniz somut, isterseniz soyut bir bileşke Aklın almadığı prodüksiyonları çekebilir, asrın çevrilmemiş filmlerini çevirebilirsiniz hem de istediğiniz kişiyle birlikte.

İsteklerinize paralel şekillenen, gizli bir nota gibi yaşarsınız. Hiçbir müzisyenin keşfedemediği. İster bir liman, isterseniz loş bir meyhane, isterseniz şık bir restaurant, isterseniz gürültülü bir disko olur. İçindekilerin kendinden geçtiği.

Zamanı durduracak güç belki de ilk defa verilir elinize. Hislerinizin boyutuyla en yaratıcı tasvirleri yaşarsınız. Ne mesafesi belli, ne de alanı, kimse kimseye anlatamaz yaşadığı mekanı. Özgürlük şarkısının sizin için ve sadece istedikleriniz için çalındığı bir radyo programı gibi. En değme delikanlı olup, en bitirim raconları kesersiniz. En güzel prenses olup en yakışıklı beyaz atlı prensi seçersiniz. Bazen bir entellektüel sanatçı, bazen bir film yıldızı bazen de bir şarkıcı olur. En güzel şarkıları seslendirirsiniz.
İşte O zaman açılır yıldızlar ülkesinin kapıları yada içinizde dinmeyen özlem sağanak sağanak düşüyorsa yüreğinize. Birde bakmışsınız farkında bile olmadan gitmişsiniz hayaller ülkesine… Şimdi bu anI değerlendirme zamanı geldi ve size bir fırsat verildi. Ne yaşamak istersiniz. Ya da kimle gitmek istersiniz yıldızlar ülkesine.
Belki bir ahşap ev, şöminesinde çıtır çıtır odunlar yandığı, ısının tüm odayı sardığı mistik bir bir dağ evi düşünün. En güzel müzik, bir çift göz ve bir çift yürek baş başa, ne zaman sorunu var. Nede hesap. Özgürlüğün tadını çıkarın hem de en sevdiğiniz sevgili ile baş başa. Hadi ne duruyorsunuz. Başlasın tango, tılsımlı dokunuşlar ve yansın tenler ve açsın ateşin çiçekleri vücudunuz da. Yürekte yanan ateşle küllerin tekrar hayat bulduğunu hissedin. En gıpta ile bakılan çift olun. Bin yılın en tutkulu aşkı başlasın sizin ellerinizde Hadi sıkı sarılın yıldızlar ülkesine.
Herkes yaşabilir mi bu duyguları elbette olabilir ama tad alışlarımız farklı, heyecanlarımız farklı, daha tutkulu yada daha özlenir diğerinden. Peki bir şairin Yıldızlar Ülkesini gördünüz mü ? Yada bir şairle gittiniz mi yıldızlar ülkesine?
Kaçınız ben yaşadım, ben gittim yada gitmek istiyorum diyebilecek. En duygu yüklü masallar canlanacak ve o masalın bir kahramanı olacaksınız. Düşlerinizde her bakış bir mana, her gülüş bir renk katacak geçecek olan bu güzel zamana. Evet bir şairin yıldızlar ülkesi. Hayatın farklı yaşanmamış bütün elzemini tatmanıza yardımcı olacak. Kendine bir peri kızı bulmak için gittiği yıldızlar ülkesinde o aranan kişi neden siz olmayasınız. Size aşkın ne olduğunu anlatacak. Aşkın büyüsüne yeni nefesler ekleyecek . Bu peri kızı siz olmak ister misiniz?
Hadi siz de aralayın Yıldızlar Ülkesinin kapısını, bir an için atın yüreğinizden korkuların adını, kapatın gözlerinizi ve kendinizi bir büyünün ortasına bırakın. Hızlı koş arkadaşım bir yarışın son evrelerinde sürücünün kaptırdığı gibi kaptırın kendinizi ve bırakın yüreğinizi bakalım size neler anlatacak.
Belki de yeni Zümrüd-ü Anka siz olacaksınız. Belki eski yüreğinizden sıyrılıp küllerinizden tekrar canlanacaksınız. Bırakın madde dünyasının kavgasını, gürültüsünü, mana dünyasında atomlarınıza ayrıldığınızı düşünün ve ışınlayın kendinizi gitmek görmek istediğiniz yere.
İmkanlar elinizdeyken çizin mutluluğun resmini. Açın yüreğinizin kapısını ve yıldızlar ülkesinin bugün de sizin için araladığını görün kapılarının. Ve sevgi dolu sözcüklerle doldurun yüreğinizi hem de alabildiğine kadar.
Hala düşünüyor musunuz ? Neyi, bir şairin elinizden tutmasını mı ? O zaman yürekten isteyin ve seslenin ona sesinizin en özlem dolu tonuyla, seslenin en buğulu ve en istekli tonuyla.
Ben yalnız gidemiyorum diye seslenin. Cesaret yüreğinizden gelir. Siz kapatın gözlerinizi ve tut ellerimi sana ihtiyacı var diye seslenin. Sana koşmak istiyorum, bu yürek sensiz olmuyor ve ancak sen aralayabilirsin, bu yüreğin kapılarını diye seslenin. Yalnız sizin için çarpıyor bu yürek, yalnız sizin sevginize susamış diye haykırın.
Hangi yürek kayıtsız kalabilir ki böyle yürekten , içten gelen bu isteklere, hangi insan duymaz ki böyle güçlü aşkın çağrılarını...
Hadi seslenin sevgiliye son bir kez daha. Ben seninle Yıldızlar Ülkesine Gitmek İstiyorum. Hem de hiç dönmemek üzere…
Doğan ORMANKIRAN

Hiç yorum yok: